Eğitim Politikamız

Çoklu Zeka Kuramına Dayalı Etkin Öğrenme ve Mutlu Gelişim

Kurumumuz Milli Eğitim Bakanlığına bağlı olarak hizmet verdiğinden dolayı Milli Eğitim Bakanlığının amaç ve kazanımlarının hedef aldığı eğitim programı uygulanmaktadır.

High-Scope Programı

Okulöncesi eğitimin her geçen gün dünyada ve ülkemizde artan önemi ,her geçen yıl bir öncekinden daha hızlı algılama yetenekleriyle donanımlı çocukların gelmesiyle birlikte programlarımızı uluslararası sistemler ile zenginleştiriyoruz.

Boğaziçi Üniversitesi Okulöncesi bölümü ile koordineli çalışmalarımızda Sayın ANI ERYORULMAZ ve FİLİZ UZUNER ‘den alınan hizmet içi eğitimler, seminer ve uygulamalar ile HIGH-SCOPE programını sistemimize yerleştirdik. Okulöncesi Eğitimin önde gelen isimlerinden GARDNER’ın çoklu zeka kuramını eğitmenlerimizin katılmış eğitimler sayesinde okulumuzda uygulamaya başlayarak çocuğun 8 zekaalanına hitap ederek uygulamaya başladık.Bu program ile çocukların tüm gelişimlerini yaşının gerektirdiği seviye ve üstüne taşımayı hedefledik.

High-Scope programında çocukların en fazla kendi kendilerine planlayıp uyguladıkları etkinliklerden öğrendikleri anlayışı esastır. Bir diğer deyişle, High-Scope Programı erken çocukluk eğitiminde “ETKİN ÖĞRENME” kavramını temel alır. Çocukların kendi tercihlerini yapmalarına, karar alma mekanizmalarının geliştirilmesine, sorumluluk almayı öğrenmelerine, öz disiplin ve yeteneklerinin geliştirilmesine destek verilir. Çocukların yaratıcı, girişken, sorgulayıcı, kendini rahatça ifade edebilen, başkalarının görüşlerine açık bireyler olarak yetişmeleri teşvik edilir. Bunun sonucunda da çocuğun dil gelişimi (dili kullanma becerisi-kendini ifade yeteneği-düşünme süreci) gelişir.

Etkin öğrenme yaparak öğrenmedir. Çocuk tarafından başlatılan ve devam ettirilen öğrenme sürecidir. “Etkin öğrenme” çocuğun yeni bir kavramı deneyimleri sonucu keşfetmesidir. Deneyim kazanırken duyularını aktif olarak kullanır- dokunur, tadar, bakar, dinler ve koklar. Böylelikle yeni materyal ya da durum hakkında kalıcı bilgiler edinir. Çocuk, nesneleri ve kendi bedenini kullandıkça bunların kullanım ve özellikleriyle ilgili keşiflerde bulunur. Bu özellikler insanlarla, düşüncelerle ve olaylarla etkileşime girdikçe daha anlamlı hale gelir. Etkin öğrenme sayesinde çocuk kendi merakı doğrultusunda keşfederek yeni bilgiler üretir, problemlerini çözer.

Etkin Öğrenme Sistemi 5 ana noktadan oluşur:

  • Malzeme; çocuğun çeşitli biçimlerde kullanabileceği çok amaçlı ve bol miktarda malzeme sağlanır.
  • Kullanma; çocuk nesneleri özgürce kullanır. Çocuklara araştırma ve deneme özgürlüğü verilir.
  • Seçim; ne yapacağına, nasıl yapacağına ve hangi malzemeleri kullanacağına çocuk karar verir.
  • Dil; çocuk yapmakta olduğu şeyi anlatmalıdır. Açık uçlu sorular sorularla çocukların düşünerek cevap vermesi sağlanır.
  • Destek; eğitmenlerimiz, çocuğun problem çözme ve yaratıcılık çabalarını gözlemleyerek, teşvik eder ve destek verirler.
  • Çoklu Zeka Kuramı

    Çoklu Zeka Kuramı'nın okul öncesi erken yaş eğitimde tam anlamıyla kullanılması çocukların kendine güvenlerini kazanmaları; derslerin monoton olmaktan çıkıp daha zevkli hale gelmesi; her çocukta varolan ama bastırılmış olan bir veya birkaç zeka türünün ortaya çıkarılıp sınıf içersinde kullanılması açısından önemlidir. Anaokulumuzda bu kuramın tek bir derse indirgenmeyip tüm dersleri ve eğitim politikamızı kapsayacak şekilde uygulanmaktadır ve özellikle aileler de içine dahil olduğu zaman çok daha yararlı olduğu gözlemlenmektedir.

    Bir Nöro-Psikolog olan Prof. Haward Gardner zeka kavramının bilinenden farklı olduğunu belirterek yeni bir tanım getirmiştir. Gardner’a göre zeka, içinde yaşanılan toplumda faydalı bir şeyler yapabilme kapasitesidir (1993); her insanda kendine özgü bulunan yetenek ve beceriler bütünüdür; kişi bu becerisini bulunduğu ortama, mekana, zamana göre geliştirir. Her birey sahip olduğu zekalarla birlikte farklı bir öğrenme, problem çözme ve iletişim kurma yöntemine sahiptir. Gardner’in tanımladığı toplam sekiz temel zeka türü olmasına karşın her geçen gün yenileri de bu listeye eklenmektedir. Özellikle bu kuram ilk ortaya atıldığında yedi zeka türünden bahsediliyordu; ancak 1995’te Doğa Zekası (Naturalist Intelligence) ve 2001’den sonra da Ruhsal Zeka (Spiritual Intelligence)’nın da yaygın olarak kullanıldığını görmekteyiz. Bu çalışmada sekiz temel zeka türünden bahsedilecektir.
    1) Sözel-Dilsel Zeka (Verbal-Linguistic Intelligence): Dili düzgün kullanabilme, güzel okuyup konuşabilme, kelimelerle düşünüp karmaşık cümleleri anlayabilme becerisidir. Özellikle ilköğretimde bu tür zekaya yönelik yapılacak her türlü etkinlik öğrencilerin ilgili dersin amacına ulaşmasını kolaylaştıracaktır.
    2) Mantıksal-Matematiksel Zeka (Logical-Mathematical Intelligence): Soyut kavramları anlama, problemleri mantık ve akıl yürüterek çözme, grafik, şema ve şekillerle çalışmaktan hoşlanma, karmaşık ilişkileri çözebilme becerisidir. Bu tür zekaya sahip olan bireyler sorular sorarak sonuca ulaşmaktan hoşlanırlar.
    3) Görsel-Mekansal Zeka (Visual-Spatial Intelligence): Etraftaki resimleri, imgeleri,şekilleri algılama ve bunlarla düşünüp muhakeme edebilme becerisidir. Özellikle resimler yardımıyla dersin sunulması amaca ulaşmada oldukça yararlı olmaktadır.
    4) Müziksel-Ritmik Zeka (Musical Intelligence): Müzikle düşünme, müzikle ilgili kavramları anlamak, dinlemek, yorumlamak, kolayca akılda tutmak, yeni sesler üretmek, müzik aletlerini kullanabilme becerisidir.
    5) Bedensel-Kinestetik Zeka (Bodily-Kinesthetic Intelligence): Problem çözmede veya yeni bir şey meydana getirmede bütün vücudu veya vücudun parçalarını kullanabilme becerisidir. Konuşurken hareket etmek, duygularını ifade ederken vücut dilini kullanmak, bir oyunda rol almak, bir şeyler bozup yapmak bu tür zekaya sahip olanlar için çok önemlidir.
    6) Kişilerarası-Sosyal Zeka (İnterpersonal Intelligence): İnsanlarla birlikte nasıl çalışması, yaşanması ve karşı tarafla nasıl iletişim kurulması gerektiğini anlama becerisidir. Liderlik yapmak, insanları ikna edebilmek, geniş bir arkadaş grubuna sahip olmak, dinlemesini ve konuşmasını sevmek gibi özellikler bu zeka türüne sahip olan insanlarda bulunur.
    7) Kişisel-İçsel Zeka (Intrapersonal Intelligence): Bireyin kendi iç dünyasını, duygu yapısını, düşüncelerini tanıyıp bununla kontrollü bir şekilde yaşama becerisidir. Yalnız kalmak, yaptığı işlerin olumlu ya da olumsuz değerlendirmesini yapıp bunlardan ders çıkarmak, bağımsız olmak gibi özellikler bu tür zeka yapısına sahip olan kişilerde baskın olarak bulunur.
    8) Doğa Zekası (Naturalist Intelligence): Doğayı ve doğada bulunan bitki, hayvan ve diğer varlıkları inceleme, gözlemleme ve bunlara ilgi duyma becerisidir.

    Bütün bunların aslında her insanda varolabileceği olgusu Gardner’in ısrarla üzerinde durduğu önemli noktalardan birisidir. Gardner ayrıca her insanın yoğun olarak kullandığı bir zekasının olduğunu, bunun da diğerlerini baskıladığını ileri sürmektedir.
    Öte yandan bütün zekalar dinamiktir ve her an gelişmeye ve değişime hazırdır. Özellikle de, kültür, kalıtım, inançlar, içinde bulunduğu sosyal çevre ve kişisel özellikler zekanın gelişmesinde önemli etkenlerdendir. Burada bahsedilen zeka ile ilgili gerçekleri sınıf ortamına indirgediğimizde öğrencilerin de farklı zeka yapılarına sahip olduklarını; her birinin ayrı yöntem veya yöntemlerle öğrenmeyi kolaylaştırdığını veya hızlandırdığını; bir öğrenci için geçerli olan etkinliğin bir başkası için bir anlam ifade etmediğini genel olarak bütün öğretmenler gözlemleyebilmektedir. Öğrenciler arasında zeka yönünden farklılıklar olabileceği ve bunların da dikkate alınması gerektiği ise burada açıkça görülmektedir.